Yeni kutuplaşma konumuz: Sokak hayvanları

21.07.2024 rusencakir.com

“Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. Kanun teklifinin ilk üç maddesi kabul edildi. Komisyon toplantısı yarın saat 14:00’e ertelendi. Bu yazıda söz konusu yeni yasa, daha çok da bunun üzerine yapılan tartışmalar hakkında bazı gözlem ve görüşlerimi aktarmak istiyorum.

Kim kimden korunuyor? Şu ana kadar yaşananlar bize söz konusu olanın “hayvanları koruma”dan ziyade “insanları hayvanlardan koruma” yasası olduğunu düşündürtüyor. Yasa savunucuları, bu noktada çocukları ön plana çıkartıyor. Doğrudan sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan ya da sokak köpeklerinden kaçmak isterken kaza geçiren çocuk öyküleri yasa savunucularının en önemli kozu, hatta silahı. Bu kötü örnekleri alabildiğine abartıp, bunların tüm sorumluluğunu sokak hayvanlarına yükleyip onları gaddar biçimde hedef tahtasına koymak istiyorlar.

Hayvanlar insanlardan nasıl korunur? Sokak hayvanlarının bir sorun olarak algılanmasında esas sorumlu kesinlikle insanlar. Özellikle cins hayvanları, bir hevesle edinip (genellikle satın alıp) sonra şu ya da bu nedenle hevesleri sönünce ya da hayvan beslemek kendilerine külfet haline gelince onları gizlice (ve acımasızca) sokağa salanlar bunun birinci derecede sorumluları. Bu bağlamda bu işin ticareti de apayrı bir sorun kaynağı. 

“Millet böyle istiyor” mu sahiden? Yasa savunucuları, daha önce birçok toplumsal tartışma konusunda olduğu gibi kendilerini genellikle “millet”, az da olsa “halk” yerine koyup, yasa karşıtlarını “millet” ya da “halk” düşmanı olmakla yaftalıyorlar. Bunu neye dayanarak iddia ettikleri tabii ki meçhul. Örneğin KONDA Barometresi'nin 155. sayısı olan Temmuz Barometre Raporu’na göre “Toplumun yüzde 63’ü sokak hayvanlarının uyutulması gibi sert yöntemlerin uygulanmasına karşı çıkıyor; yüzde 22’si sokak hayvanlarının kimse için sorun olmadığını düşünüyor; yüzde 15 ise hayvanlara zarar vermeden sorunun çözülemeyeceğini, gerekli hallerde uyutulabileceklerini söylüyor. (https://konda.com.tr/rapor/194/toplumun-sokak-hayvanlari-duzenlemesine-bakisi)
Bu noktada bir not düşmek isterim. Koronavirüs salgını döneminde yasaklara ve aşı zorunluluğuna karşı çıkanlar da kendilerini milletin gerçek sözcüsü olarak tanıtmış ve epey de örgütlenmişlerdi. Belli ki bundan cesaret alan, aşı karşıtı hareketin öncülerinden Erkan Trükten cumhurbaşkanlığına aday olmak istemiş ve “millet”ten 2 bin 589 oy toplayabilmişti.

Batı nasıl yeniden keşfedildi? Yasa savunucularının ciddi bir bölümünün diğer birçok konuda Batı aleyhtar, hatta düşmanı olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır. Ama iş sokak hayvanlarına geldiğinde olumlu örnek olarak Batı’yı göstermekten hiç gocunmuyorlar. Bu konuda söylenecek çok şey var, sadece birçok Batılının sokak hayvanları nedeniyle Türkiye’yi daha da çok sevdiklerini hatırlatmakla yetinelim.

“Ötanazi” nereden çıktı? Sokak hayvanları için ilk olarak “uyutulma” kavramı ortaya atıldı, gelen itirazla üzerine “ötanazi” denir oldu. Sözlükte ötanazi şöyle tanımlanıyor: “Yaşamından umut kesilen, öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın, acısını bir an önce dindirmek amacıyla ve hastanın isteği üzerine, yaşamına bir hekimce son verilmesi biçiminde gerçekleşen ölüm.” Bilindiği gibi ötanazi dünyada uzun süredir tartışılan bir uygulama. Buna izin veren çok az ülke var. Birçok ülke de izinsiz ötanazi vakalarını çok ağır bir şekilde cezalandırıyor. Ötanazide iki temel husus var: “Öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın acısını dindirmek” ve “hastanın isteği” olması. Kimi durumlarda hasta yerine yakınlarının isteği de yeterli olabiliyor. Peki sokak köpeklerine ötanaziyi uyarlamak nasıl mümkün olabilir? Bizde yasa savunucuları “öleceği kesinlikle bilinmesi”ile hiç ilgili değiller. Ayrıca sokak hayvanları öldürülme “isteği” belirtemeyeceğine göre buna kim karar verecek?

Yasa çıkarsa neler olabilir? Daha baştan toplumda derin bir kutuplaşmaya sebep olan yasanın kabulü halinde çok ciddi yeni sorunlarla karşılaşacağımız aşikâr. Öncelikle CHP, kendi belediyelerinin özellikle “ötanazi”ye kesinlikle yanaşmayacağını beyan etti. Dediklerini yaparlarsa Ankara ile çok ciddi sorunlar yaşayacakları ortada. Öte yandan hayvanların sokaklardan  toplanması süreçlerinde görevlilerle toplumun bir kesimi arasında gerginlikler yaşanacağı da açık.

Yine mi “beka”? “Başıboş köpek tehlikesi” adlı, “Türk halkına adeta bir terör olarak dayatılan Başıboş Köpek Tehlikesine dikkat çekmek ve kamuoyunu bilgilendirmek için çalışıyoruz” diye tanımlanan sosyal medya hesabındaki “Kirli CHP, DEM ve TİP ittifakına rağmen çocuklarımızı köpeklere yem etmeyeceğiz” şeklindeki paylaşım, yasa yanlılarının olayı bir “beka”, dolayısıyla “terörle mücadele” meselesi gibi göstermekten geri kalmadıklarını açığa çıkarıyor. TBMM komisyon toplantılarında muhalefet milletvekillerinin tutumlarının çarpıtılarak kullanılması da gelecekte yaşanabileceklere ışık tutuyor.

Yasa çıkar mı? AKP içinde çok sayıda milletvekilinin aslında yasaya sıcak bakmadığı söyleniyor fakat açık oy kullanılması halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiddetini üzerine çekmeyi göze alacak pek kimse çıkmayacaktır. Yine de bu haliyle yasanın çıkmama ihtimalini yabana atmayalım ve ummaya devam edelim.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
01.09.2024 Ayrılar aynı yerde: Kuvvet komutanları, HÜDA PAR, MHP…
31.08.2024 Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’le alıp veremediği ne olabilir?
28.08.2024 Sinan Ülgen ile söyleşi: Türkiye S-400'leri ne yapacak?
28.08.2024 Transatlantik: S-400’lerin geleceği - ABD-Çin ilişkileri - Erdoğan ve Netanyahu çatışması
25.08.2024 Arda Turan belgeselini izlemeye niçin karar verdim?
23.08.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (228): CHP içi tartışmalar – Yeni Anayasaya ihtiyaç var mı? – Mehmet Şimşek spekülasyonları
22.08.2024 Mehmet Şimşek hakkındaki spekülasyonların aslı
22.08.2024 Süleymancılar niçin güven vermiyor?
21.08.2024 Transatlantik: Biden’ın vedâsı – Sürpriz Kursk Harekâtı devam ediyor – Gazze’de ateşkes mümkün mü?
21.08.2024 Hani “fondaş” olan bizdik!
01.09.2024 Ayrılar aynı yerde: Kuvvet komutanları, HÜDA PAR, MHP…
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı