Üç soruda katliam

28.07.2013 Vatan

Mısır’da kriz derinleşiyor 

- Askeri rejim bu katliama nasıl cüret edebildi?


Bu soruyu birkaç açıdan cevaplamak mümkün.

1) Öncelikle, askeri darbe ile katliam sözcükleri birbirlerine çok yakışıyorlar. Dünyanın değişik yerlerinde değişik zamanlarda askeri darbeyle işbaşına gelen zalimlerin tereddütsüz bir şekilde kendi halklarını katletmiş olduklarına şahit olduk. Dolayısıyla şaşıracak pek bir şey yok.

2) General Sisi ve arkadaşlarının, gerek Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi devirip yönetime el koymalarına, gerekse 8 Temmuz sabahı Kahire’de Cumhuriyet Muhafızları Kışlası önünde gösteri yapan Mursi yanlılarına yönelik katliama karşı ciddi bir uluslararası tepkiyle karşılaşmamış olmaktan cesaret aldıklarını söyleyebiliriz. Hatta tam tersine, özellikle Suudi Arabistan, Kuveyt gibi Körfez ülkeleri hem diplomatik, hem mali destekte bulundular.

3) Darbecilerin arkalarındaki geniş toplumsal desteğe güvendikleri de ortada. Ordunun daha Mursi göreve gelir gelmez çeşitli muhalif unsurlarla eşgüdümlü çalıştığı ve darbenin toplumsal zeminini oluşturduğu uluslararası medya tarafından ortaya çıkarıldı. Darbenin, Mursi karşıtı kalabalıkların Kahire’de Tahrir Meydanı’na çıkmasının ardından gerçekleştiğini de biliyoruz. General Sisi’nin, tam da katliamın olduğu gün kendi destekçilerini sokağa çağırmış olması da herhalde rastlantı değildir.

4) Darbe karşıtlarının, başta Müslüman Kardeşler (İhvan) olmak üzere İslami hareketlerle sınırlı kalması, toplumun diğer kesimlerinin Kahire’deki Adeviyye Meydanı başta olmak üzere direniş alanlarına pek rağbet etmemesi de darbecileri daha cüretkâr kılmış olabilir.

- Askeri rejim neden katliama başvurdu?

Darbe Mısır’da varolan sorun ve krizleri çözmedi, tam tersine yeni ve daha ciddi krizlere yol açtı. Darbe sonrasının ana krizini şöyle özetleyebiliriz: Müslüman Kardeşler Mursi’nin devrilmesini haklı olarak gayrımeşru gördüler ve geçici olduğu söylenen yönetimle herhangi bir şekilde ilişkiye girmeye yanaşmadılar. Onların ilk şartı olan Mursi’nin serbest bırakılmasını da askerler kesinlikle kabul etmedi. Öte yandan İhvan’ın yer almadığı bir sürecin Mısır’a istikrar getirmesi de kesinlikle imkansızdı.

Askerler Mursi dışında İhvan’ın önde gelen isimlerini tutuklayıp (veya tutuklama kararı çıkartıp) bu hareketi zayıf düşürmeyi, hatta doğacak otorite boşluğunda parçalamayı planladılar, ama başarılı olamadılar. Zaten uluslararası destekten yoksun, toplumun bir bölümüyle arası açık ve medya tarafından yoksayılan (darbeciler ilk iş olarak İhvan yanlısı ve yanlısı olabilecek medya kuruluşlarını kapatmışlardı) Mursi yanlılarının direnişlerini uzun süre ve etkili bir şekilde sürdürebileceklerini de tahmin etmiyorlardı. Ama yanıldıklarını anladılar.

Aslında 9-14 Temmuz günlerinde yerinde gözlediğim Adeviyye Meydanı’ndaki direnişin Kahire’de yaşamı ciddi anlamda engellediği söylenemez. Bu direnişin askere çok ciddi bir meydan okuma olmadığı da aşikâr. Ama her geçen günde İhvan’da değil de kendilerinde bir otorite zaafının ortaya çıkmasının darbeci askerleri paniğe sevk ettiği anlaşılıyor. İşte son katliamı, askerlerin direnişçilere karşı zulümden başka cevapları olmadığı şeklinde okuyabiliriz.

- Bundan sonra ne olur?

Normal şartlarda daha darbenin üzerinden bir ay bile geçmeden iki ciddi katliam yaşanmış olmasının askeri rejimi ve darbecileri hayli zor durumda bırakması gerekirdi, fakat ne uluslararası toplulukta, ne de darbeye sıcak bakan toplumsal kesimlerde bir infial havası görmek mümkün değil. Kuşkusuz, başta İslam dünyasında olmak üzere, katliama yönelik tepkilere tanık oluyoruz, olacağız ancak bunların askeri rejimi sarsması şu aşamada mümkün gözükmüyor.

Dolayısıyla Mısır’ın geleceğini esas olarak, İhvan başta olmak üzere darbe karşıtı hareketler ve Mısırlılar belirleyeceğe benziyor. Burada yine karşımıza aynı soru çıkıyor: İhvan, darbecilerin zulmüne karşı silaha sarılır mı? Mısır’dayken görüştüğüm darbe karşıtlarının hemen hepsi, silahın bir “tuzak” olduğunu, asla meşru direnişin dışına çıkmayacaklarını söylemişlerdi. Son katliamın ardından, bu çizgide ısrarın daha da zorlaştığı açık, ancak İhvan’dan gelen ilk açıklamalar, yine bir yöntem olarak şiddete asla başvurmayacakları yolunda.


Dolayısıyla askerlerin katliam yoluyla darbe karşıtlarını pes ettiremeyecekleri anlaşılıyor. Diğer bir deyişle Mısır’daki siyasi kriz, daha da derinleşerek sürüyor ve askerler geri adım atmazsa daha da süreceğe benziyor.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
30.01.2025 Suat Toktaş gazeteci olduğu için tutuklandı
29.01.2025 Transatlantik: Rusya-Suriye ilişkileri | Trump'ın Ukrayna politikası | Gazze ateşkesinde son durum
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
24.01.2025 Haftaya Bakış (251): Grand Kartal Otel faciası | Özdağ tutuklandı | Ayşe Barım gözaltına alındı | İkinci İmralı ziyareti
23.01.2025 Diyarbakır yeni çözüm sürecini tartışıyor | Serra Bucak, Vahap Coşkun, Mehmet Kaya ve Nahit Eren değerlendirdi
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı