Mustafa Sarıgül: Neyin çaresi?

05.11.2013 Vatan

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül yıllar sonra CHP’ye geri döndü. Muhtemelen önümüzdeki seçimlerde ana muhalefet partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı o olacak. Kuşkusuz Gürsel Tekin başta olmak üzere başka aday adayları da var, ancak CHP yönetiminin, kendisinin istemesi durumunda Sarıgül’ü aday göstermemesi bu aşamadan sonra çok zora benziyor. Çünkü onun dışında herhangi bir adayla seçime girip başarısız sonuç alınması halinde “Sarıgül olsaydı böyle olmazdı” seslerinin yükseleceği ve mevcut parti yönetiminin ciddi bir şekilde sarsılacağı ortada. Hatta böylesi bir krizin ardından aynı Sarıgül CHP’nin liderliğine bile talip olup kazanabilir.
Galiba CHP’nin Sarıgül ile ilgili sıkıntısının temelinde tam da bu olgu, yani onun belediye başkanlığını parti liderliği ve mümkünse oradan da başbakanlık için düşünüyor olması yatıyor.
Peki sahiden Sarıgül CHP’nin başına geçebilir mi? Bu sorunun en kestirme cevabı “neden olmasın!”dır. Eğer, tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir önceki yerel seçimlerde yaptığı gibi İstanbul’da kazanmasa bile partisinin oylarını bariz bir şekilde artırması halinde Sarıgül’ün CHP için “yeni umut” olması ve yaşanacak ilk ciddi krizin ardından da CHP’nin lideri olması herhalde kimseyi şaşırtmayacaktır. Hele İstanbul’u CHP adayı olarak kazanması halinde önünün alabildiğine açılacağı da muhakkaktır.

Sarıgül’ün farkı

Mustafa Sarıgül denilince akla Türkiye’nin dört bir köşesine yazılmış olan “Çare Sarıgül” sloganı geliyor. Tabii burada esas kastedilen onun Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek yegane siyasi lider olduğu. Ancak şu ana kadar bu sorunların ne olduğunu ve bunlar için hangi çözümleri önerdiğini Sarıgül’ün ağzından pek (yoksa “hiç” mi demeliydim?) duymadık. Çünkü o kendisini hep “siyaset yapmayan bir siyasetçi” gösterdi.
O zaman soruyu şöyle sormak lazım: Siyaset yapmamayı bir meziyet olarak gören ve gösteren bir siyasetçi ne için ve nasıl bir çare olur?
Sarıgül olgusunu anlamak için galiba bu sorudaki “ne”den ziyade “nasıl”a odaklanmak gerekiyor. Çünkü Sarıgül, bugüne kadar merkez sol siyasetçilerde pek alışık olmadığımız bir yönle dikkat çekiyor: Toplumun tüm kesimlerine hiçbir çekince olmaksızın gitmesi, kendisini onlar gibi biri olarak göstermesi ve bu arada onlara hizmet götürmesi.
Örneğin Sarıgül’ün siyasi kariyeri boyunca başörtüsü konusunda yasakçı bir tavır izlediğini görmedik. Hatta bu yüzden mahallesinde kendisine şüpheyle yaklaşanlar oldu, benzer durumdaki birçok kişiye yapıldığı gibi ona da “cemaatçi” etiketi yapıştırıldı. Ne var ki Meclis’in nihayet (ve çok şükür) yıllar sonra başörtülü milletvekillerine de açılmış olması ve CHP’nin de bu konuda kriz çıkarmamış olması Sarıgül ve benzeri isimlerin tutumunun doğru olduğunu gösterdi.
Tekrar Sarıgül’ün neye çare olabileceği konusuna dönecek olursak: Sarıgül, aşırı ideolojik vurgular nedeniyle her geçen gün daha fazla kendi içine kapanan CHP’yi daha geniş kitlelere açma potansiyeline sahip bir isim.
Ancak ortada ciddi bir sorun var: Herkese ulaşmanın yol ve yordamlarını bilmek, herkesin oyunu almak anlamına gelmiyor. Yani Sarıgül’ün, topluma ulaşma konusunda CHP’de çok fazla kişide olmayan bu meziyetlerini siyasi duruş ve programlarla pekiştirmesi şart.
Eğer her zaman olduğu gibi, yanlış yapmamak için hiçbir şey yapmama, söylememe tutumunu sürdürürse belediye başkanlığının ötesine geçebilmesi pek mümkün gözükmüyor.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
30.01.2025 Suat Toktaş gazeteci olduğu için tutuklandı
29.01.2025 Transatlantik: Rusya-Suriye ilişkileri | Trump'ın Ukrayna politikası | Gazze ateşkesinde son durum
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
24.01.2025 Haftaya Bakış (251): Grand Kartal Otel faciası | Özdağ tutuklandı | Ayşe Barım gözaltına alındı | İkinci İmralı ziyareti
23.01.2025 Diyarbakır yeni çözüm sürecini tartışıyor | Serra Bucak, Vahap Coşkun, Mehmet Kaya ve Nahit Eren değerlendirdi
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı