Tunç Soyer ile söyleşi: “Herkes bilsin bu da geçer, güçlenerek çıkarım”

09.07.2025 medyascope.tv

9 Temmuz 2025 medyascope

Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile 1980’li yıllarının başlarında tanıştım. Kardeşi Onur, Galatasaray Lisesi’nden arkadaşımdır. İkisi de babaları, eski Sıkıyönetim Savcısı Nurettin Soyer gibi hukuk okuyorlardı. O zamandan beri Tunç ile arkadaşlığımız devam ediyor. O benim gazetecilik serüvenime tanıklık etti, ben de onun siyaset serüvenine. Doğal olarak kendisiyle gazeteci-siyasetçi mesafesini korumaya çalışarak birçok kez röportaj yaptım. Ama aklıma hiçbir zaman onun cezaevine gireceği ve benim onunla böyle bir röportaj yapacağım gelmemişti. Çok üzgünüm. Umarım en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşur, annesi, eşi, kızı, kardeşi ve diğer yakınlarıyla buluşur, siyasi mücadelesini sürdürür.

•  Böyle bir gelişmeyi bekliyor muydun?
Elbette bekliyordum. Bugünkü siyasi iktidarın hayatım boyunca sergilediğim siyasi tutuma bir bedel ödetmeyeceğini düşünmek ham hayal olurdu. Sadece nasıl bir kılıf uydurulacağını bilmiyordum. Sonunda buldular belli ki…

•  İzmir’deki operasyonu 19 Mart süreci bağlamında nasıl değerlendirirsin? İzmir’in ardından Adana, Antalya ve Adıyaman belediye başkanları da alındı. Onlar da mı aynı süreç bağlamında operasyona maruz kaldılar?
Evet 19 Mart tarihi birçok açıdan, iktidarın yeni bir faza geçtiğinin göstergesiydi. O tarihten bu yana düzenlenen sürek avı, daha kimlerin canını yakacak göreceğiz. Adana, Antalya, Adıyaman bu sürek avının son etabıydı. Bu yazdıklarım sana ulaşana kadar yeni gözaltılar, yeni tutuklamalar yaşanabilir.

•  Siyasi amaç ne?
İktidar, Türkiye’nin içine düştüğü sıkıntılar, yüksek enflasyon, hayat pahalılığı gibi can yakıcı sorunları çözemediğinden, kamuoyu nezdinde meşruiyetini güçlendirecek, oy desteğini arttıracak bir noktada olmadığını görüyor. Bu durumda yapabileceği tek hamlenin muhalefetin oyunu arttırmasına engel olmak olduğunu düşünüyor. Bunu gerçekleştirebilmek için de sahip olduğu gücü, baskı ve korku yaratmak, ana muhalefet partisinin içini karıştırmak vb. amaçlar için kullanmakta bir sakınca görmüyor. Kısacası tekrar oyunu arttıracak bir iklim yaratmanın koşulunun “dikensiz gül bahçesi” yaratmak olduğunu görüyor. Sürek avı o koşullar gerçekleşene kadar süreceğe benziyor.


•  Sen hukukçu bir babanın hukukçu bir çocuğusun. Yaşadıklarını hukuk açısından nasıl yorumluyorsun? Hakkındaki suçlamalar nedir? Bu iddialara karşı ne diyorsun?
Tek kelimeyle söylemek gerekirse süreç hukuki değil siyasi. Hukuk, siyasi sürek avına kılıf ihtiyacını karşılamak için kullanılıyor. Bunu kendi sürecimi örnekleyerek anlatayım. TCK 158/1 yani nitelikli dolandırıcılıkla suçlanıyorum. Suçun 2 unsuru vardır. 1) Hile ve desise yapmak. 2) Kişisel çıkar, menfaat temin etmek. Kentsel dönüşümde, müteahhitlerin daha yüksek kâr beklentisi karşılanmadığı için açılan ihalelere girmemeleri nedeniyle yaşanan tıkanıklığı aşmak için, kooperatifçilik örgütlenmesi ile bir çözüm aradık. Türkiye’ye örnek olabilecek bu uygulamanın durdurulması ile sorun yaşanmaya başlandı. Bir senedir inşaatların ilerleyememesi, büyük mağduriyetler doğurdu. Sorunların ortaya çıkması, ortaya konan model nedeniyle olmadığı gibi, arkasındaki iradenin “hile ve desise” olarak kabulü mümkün değildir. İkinci unsurla yani kişisel çıkar ve menfaat temini ile ilgili olarak da ne tek kişinin bir beyanı ne de tek bir belge vardır. Dolayısıyla hukuken suç oluşmamıştır.

•  İktidar çevrelerinin yaydığı İzmir operasyonunun Cemil Tugay’ın başvurusuyla yapıldığı spekülasyonları hakkında bir şey söylemek ister misin?
Söz konusu iddialar, spekülasyon değil mahkeme kararına yansıyan bir gerçektir. Kararda “İzBB iç denetim raporunda ifade edildiği gibi” denilerek, mevcut belediye yönetiminin dahili belgelenmiştir. Ancak sorun Cemil Tugay’ın şikayet etmesi ya da savcılığa rapor vermesi değil. Cemil Tugay’dan veya bir başkasından da gelse bu suçlamalara her zaman cevap veririm. Ancak sorun, kentsel dönüşüm süreçlerinin durdurulmuş olması ve sürdürülmemesi nedeniyle mağduriyetlerin büyümesindedir. O nedenle bu noktaya nasıl geldiğimizin muhasebesindense bundan sonra sürecin tekrar önünün açılmasına odaklanmak gerek.

•  DEM Parti Eş Genel Başkanı, senin tutuklanmanı barış sürecine bir darbe olarak niteledi. Ne dersin?
DEM Parti’nin açıklaması, iktidar ittifakına karşı, muhalefet ittifakının çok daha güçlü bağlar kurması gerektiğini hatırlattığı için son derece kıymetlidir. Muhalefet, arasındaki dayanışmayı güçlendirmediği takdirde mapusta birleşmeye, buluşmaya devam edecektir. Süreçte kendi partim CHP’den, İYİ Parti’den, Zafer Partisi’nden, diğer birçok parti ve partiliden kamuoyu önünde veya özelden destek mesajları aldım. Keza birçok sanatçı, yazar, gazeteci de destek mesajlarını iletti. İnsan bunların ne kadar değerli ve önemli olduğunu içeride daha iyi anlıyor. Her birine bu vesileyle bir kere daha teşekkür ederim.

•  Günlerin nasıl geçiyor?
Hiçbir şikayetim yok. İçinde bulunduğum koşullara hızlıca uyum sağlamaya çalışırken, bir yandan da mücadelenin nasıl büyütüleceğine kafa yoruyorum. Tek üzüntüm, sevdiklerimin, sevenlerimin üzüntüsü. Herkes bilsin bu da geçer, güçlenerek çıkarım.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
13.07.2025 Bu da “yepyeni-Osmanlıcılık”: Türk-Kürt-Arap ittifakı
11.07.2025 Öcalan: “Atatürk’ten sonra tek devlet adamı var Bahçeli’dir”
09.07.2025 Tunç Soyer ile söyleşi: “Herkes bilsin bu da geçer, güçlenerek çıkarım”
06.07.2025 İmamoğlu’nu bırakmamak için diğer CHP’li belediye başkanlarını alıyorlar
06.07.2025 Erdoğan çözüm sürecini ateşe atıyor
05.07.2025 Türkiye yolun sonuna mı geldi?
05.07.2025 Erdoğan ve AK Parti’nin son on yılda kazandıkları ve kaybettikleri
04.07.2025 Çözüm sürecinde çözüme doğru
03.07.2025 Bu görüntüler de bu ülkenin hafızasına kazındı
02.07.2025 Yoksa Suriye İsrail’in arka bahçesi mi oluyor?
13.07.2025 Bu da “yepyeni-Osmanlıcılık”: Türk-Kürt-Arap ittifakı
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı