23 Haziran 2019’da Demirtaş Öcalan’a rağmen, hatta ona inat olarak mı İmamoğlu’nu destekledi?

26.10.2025 rusencakir.com

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP’nin stratejisi AKP’ye kaybettirmek ve “kayyum siyasetini yenilgiye uğratmak” olarak özetlenebilirdi. Bu strateji Yüksek Seçim Kurulu tarafından 23 Haziran 2019’da tekrarlatılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde de muhafaza edildi. Fakat 31 Mart, ama özellikle 23 Haziran seçimleri HDP değil onun cezaevindeki eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş üzerinden değerlendirildi. 23 Haziran öncesi PKK lideri Abdullah Öcalan’ın sandığa gitmeme, dolayısıyla CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na destek vermemeyi önerdiği mektuba rağmen HDP seçmeninin İstanbul’da İmamoğlu için oy kullanması “Demirtaş Öcalan’ı yendi” diye basitleştirilebilecek şekilde yorumlandı. Ancak bu yaygın inanışın gerçeklerle uyuşmadığını gösteren çok sayıda olgu var.
 
HDP’nin açık iktidar karşıtı tavrı
Önce 31 Mart’a bakalım: Kendisine yakın çevrelerden edindiğim bilgilere göre Demirtaş 31 Mart seçimleri öncesi sessiz kalma kararı almıştı. Buna karşılık HDP tutumunu şöyle özetliyordu: “31 Mart’ta mutlaka sandığa gidiyoruz. Seçmene, bizlere günde 3 kez hakaret eden ve ekonomiyi batıran şiddetseverlere, rantkoliklere cevap veriyoruz. Aday gösterdiğimiz yerlerde oylar adaylarımıza; diğer yerlerdeyse kime oy vermemeniz gerektiğini biliyorsunuz.” (https://x.com/DEMGenelMerkezi/status/1111705169304186880)
Örneğin dönemin HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli şöyle diyordu: "Mansur Yavaş da bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. Ekrem İmamoğlu seçilmişse bilecek ki o kentte yaşayan 3 milyon Kürt'ün oyuyla seçilmiştir.” (https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/150320193)

Demirtaş: “Gerekirse bağrınıza taş basın”
Temelli’nin bu açıklaması 15 Mart 2019 tarihini taşıyor. Buna karşılık Demirtaş’ın 23 Mart’a kadar yerel seçimler konusunda suskun kaldığı görülüyor. Demirtaş’ın bu konudaki ilk çıkışı 23 Mart 2019 tarihinde Yeni Yaşam Gazetesi’ne verdiği röportajla oldu. İddiaya göre HDP Genel Merkezi, Demirtaş’tan “halkımızı aday çıkarmadığımız büyükşehirlerde CHP adaylarına oy vermeye ikna edemiyoruz” gerekçesiyle bir açıklama yapmasını istedi. Demirtaş da bu talep üzerine kendi resmî hesaplarından değil de Yeni Yaşam Gazetesi’ne konuşarak HDP’nin tutumunu destekleyen sözler söyledi.
O röportajdaki örneğin “Bütün halkımıza, tabanımıza çağrım ve varsa azıcık hatırım, ricam şudur ki, gerekirse bağrınıza taş basın, ama mutlaka sandığa gidip 'Faşizme hayır' anlamına gelecek oyunuzu kullanın. Seçim sonuçları, demokrasi ve barışın gelişmesine fırsat sunabilir. Oyunuz bu nedenle çok kıymetlidir. Seçimi boykot etmeyi asla düşünmeyin” sözlerinin HDP tabanının oy tercihinde hayli etkili olduğu düşünülüyor.
İlginç olan, onun 23 Mart’ta söylediği “gerekirse bağrınıza taş basın” sözlerini 23 Haziran öncesi İmamoğlu’na destek için söylediğinin düşünülmesi. Bu hatayı birkaç kez yapmış olduğumu ben de şimdi fark etmiş durumdayım, halbuki Demirtaş’ın 23 Haziran ile ilgili böyle bir beyanı/tweeti yok.

HDP’den İmamoğlu’na ikinci tur öncesi destek
İstanbul’da seçimlerin yenilenmesi kararı alındıktan sonra HDP 31 Mart’taki tutumunu sürdürdü. Örneğin HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli partisinin 21 Mayıs’taki TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada “23 Haziran İstanbul seçimlerinde de, bir kez yendiğimiz ama yenildikçe doymayan bu iktidarı İstanbul’da bir kez daha yeneceğiz” dedi.
HDP’liler 23 Haziran öncesi Binali Yıldırım aleyhine, İmamoğlu lehine kampanyayı hem medya ve sosyal medya üzerinden hem de bizzat sahada sürdürdüler. 

Demirtaş’tan İmamoğlu’na açık destek
Demirtaş da yine HDP’ye paralel olarak 23 Haziran öncesi İmamoğlu’nu, bizzat adını vererek destekledi. 18 Haziran günü sabah saatlerinde Demirtaş’ın X (o tarihte twitter) hesabından atılan yedi tweetin sonuncusunda “Bugün için, Sn. İmamoğlu’nun söyleminin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biz birlikte güzeliz. HDP olmadan, HDP’yi dışlayarak hiçbir şey yeterince güzel olmaz. Birileri de artık anlasın ki, ‘zorla güzellik’ de olmaz. Hepinize özlemle, yürek dolusu selamlar…” deniliyordu. (https://x.com/hdpdemirtas/status/1140875625072402433

Aynı gün İmralı’da…
Demirtaş’ın bu tweetleri att(ırd)ığı 18 Haziran günü PKK lideri Abdullah Öcalan, savcılık aracılığıyla Asrın Hukuk Bürosu’ndaki avukatlarına HDP yönetimine iletilmesi için bir mektup yolladı.
Öcalan bu mektupta "Önümüzdeki dönemde gerek iç toplumsal, gerek bölgesel ve küresel sorunların daha da ağırlaşacağını göz önünde bulundurarak üçüncü yol tavrının korunması büyük bir önem ve anlam ifade etmektedir. Bu çerçevede HDP'de vücut bulan demokratik ittifak anlayışı güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik ittifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendini angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir. Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağına dayalı çizgi en doğru ve sonuç üretici siyasi platform durumundadır. İlgili tüm çevreleri bu temelde duyarlı olmaya çağırıyorum” demişti.
Öcalan açıkça telaffuz etmese de HDP’nin 23 Haziran seçimleri için seçmenini sandığa gitmemeye çağırmasını istiyordu.

Doç. Ali Kemal Özcan devreye giriyor
Fakat HDP bu mektubu kamuoyuna duyurmamayı tercih etti ve İmamoğlu lehine duruşunu sürdürdü. Ne var ki Öcalan, bu mektubun bir kopyasını, kendisini İmralı’da ziyaret etmesine izin verilen Doç Ali Kemal Özcan’a da vermiş, ondan yanına kendi avukatlarını da alarak mektubu kamuoyuyla paylaşmasını istemişti. Bütün çabalarına rağmen avukatlara ulaşamadığını söyleyen Doç. Özcan mektubu 20 Haziran saat 21’de basına açıkladı ve bu açıklama devlet medyası tarafından canlı yayınlandı.
Doç. Özcan sonradan Öcalan’ın kendisine devlet yetkilisinin yanında, “mektubu eğer avukatlarım olmadan okursan ters teper” dediğini, kendisinin de bu fikre katıldığını, bu nedenle avukatlara ulaşmaya çalıştığını ama ulaşamadığını, tek başına mektubu okumayı istemediğini fakat yetkililerin ısrarı sonucu bir tür mecbur kaldığını belirtti.
Ve Demirtaş da Öcalan’ın 23 Haziran hakkındaki görüşünü bu canlı yayın sayesinde öğrendi.

HDP çizgisini değiştirmiyor
HDP, 21 Haziran günü, eş genel başkanlar Pervin Buldan ve Sezai Temelli tarafından okunan dokuz maddelik uzun bir açıklamayla tutumlarında bir değişiklik olmadığını duyurdu.
“İmralı ada hapishanesinde kendi görüş ve düşüncelerini çok sınırlı koşullarda açıklama imkanı olan ve halen tecrit ortamında tutulan Sayın Öcalan’ı ve tarihsel bir bağlam içinde söylediklerini taraflı-tarafsız, niyetli-niyetsiz güncel siyasal hesapların ve seçim polemiklerinin aracı haline getiren söylemler, başta Kürt sorununun demokratik çözümü olmak üzere toplumsal sorunlarımızın demokratik siyaset zeminindeki çözümünün imkanlarını zayıflatır, demokrasi ve barış mücadelesine zarar verir” denilen açıklama şöyle devam ediyor: “AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AA’ya etik dışı bir şekilde sızdırılan bu metin üzerinden partimizi ve Sayın Öcalan’ı karşı karşıya getirmeye çalışması, siyasette ne kadar pragmatist davrandığını ve çaresiz kaldığını da göstermektedir.” 
HDP yönetimi “Sayın Öcalan’ın yaptığı açıklamanın geniş siyasal perspektifi son derece nettir ve ‘üçüncü yol sizsiniz’ demiştir” tespitinin ardından “İki tarihsel blok arasında taraf olmamaya ve Üçüncü Yol stratejisini kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeye dayalı olarak HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir” diyerek İmamoğlu’na desteğin süreceğini beyan etmiş oldu.

Demirtaş: “Öcalan’ın yanındayım”
Yukarıda belirttiğimiz gibi Demirtaş Öcalan’ın mektubundan 20 Haziran gecesi canlı yayın sayesinde haberdar oldu. Diğer bir deyişle İmamoğlu’nu, kamuoyundaki yaygın inanışın aksine “Öcalan’a rağmen”, hatta “Öcalan’a inat” desteklemediği anlaşılıyor. Hatta mektubu öğrendikten sonra HDP’nin ve HDP eş genel başkanlarından farklı olarak ın tutumunun aksine “İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir” anlamına gelecek herhangi bir açıklama yapmadı.
Demirtaş tarafından seçimden bir gün önce, 22 Haziran 2019’da atılan tweetler Öcalan’a “rağmen” ya da “inat” bir çizgi benimsemediğinin kanıtı. Hatta hayli örtülü mesajlar içerdiği bariz olan bu paylaşımların dönemin HDP yönetimine bir eleştiri hatta öfke barındırdığı bile söylenebilir.
İlk tweetinde “Sn. Öcalan'ın demokratikleşme ve barış için alacağı her türlü inisiyatifin yanında olacağımdan, başarısı için samimi çaba sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın” diyen Demirtaş (https://x.com/hdpdemirtas/status/1142451344411955201) dördüncü ve son tweetinde “Büyük ve ciddi işler yapmak isteyenlerin, küçük ve ucuz algı operasyonlarına tenezzül etmemesi gerekir. Bu konu bizim için hassas bir meseledir. Herkesi ve bütün tarafları daha dikkatli davranarak, psikolojik harekatın parçası olmamaya davet ediyorum. Selamlar, sevgiler” demişti. (https://x.com/hdpdemirtas/status/1142451831920107520)



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
26.10.2025 23 Haziran 2019’da Demirtaş Öcalan’a rağmen, hatta ona inat olarak mı İmamoğlu’nu destekledi?
24.10.2025 Hopa’dan sevgilerle
23.10.2025 Diyelim ki mahkeme Kılıçdaroğlu’nu yeniden CHP’nin başına geçirdi…
21.10.2025 Suriye’nin karmaşık dengeleri: Savaş yok ama barış da yok! | Amberin Zaman anlatıyor
20.10.2025 Türkiye’nin Kürtçe ile sınavı
19.10.2025 DEM Parti’nin sürece hazırlıksız yakalandığı anlaşılıyor
18.10.2025 Ruşen Çakır ve Kadri Gürsel ile Hafta Başı (47): İBB Borsası tartışması sürüyor | CHP’den AKP’ye transferler | Komisyondan ne sonuç çıkar?
17.10.2025 DEM Parti heyeti İmralı’ya tünel mi kazdı?
17.10.2025 Haftaya Bakış (288): Çeteler, operasyonlar, cinayetler, Muhalefet içi kavgalar, Yeni Yargı Paketi
16.10.2025 İktidarın hedefinde LGBTİ+ var
26.10.2025 23 Haziran 2019’da Demirtaş Öcalan’a rağmen, hatta ona inat olarak mı İmamoğlu’nu destekledi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı