Mesut Yeğen değerlendirdi: İktidar CHP’yi pes ettirmek için elinden geleni yapıyor

08.09.2025 medyascope.tv

8 Eylül 2025’te medyascope.tv'de yaptığımız söyleşiyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Ruşen Çakır: Profesör Mesut Yeğen'le konuşuyoruz. Mesut, ne diyorsun bütün bu olanlara? Çok acayip şeyler yaşanıyor. Biraz önce ‘‘Girmeyeceğim polis eşliğinde’’ dedi. Polis eşliğinde içeri de girdi Gürsel Tekin. Ne diyorsun?
Mesut Yeğen: Ruşen, gazeteciler için ilginç tabii olaylar. Bir sürü detay var, bir sürü heyecan uyandıran görüntü vesaire ama biraz geri çekilip bakmakta fayda var. Bir süreç üzerinden baktığınızda çok anlaşılmayan bir şey yok. Ortada Gürsel Tekin ve birkaç CHP'li vesaire olabilir ama bu esas olarak AK Parti ile, rejimle aslında muhalefet arasındaki bir mesele, onlar arasındaki bir mücadele. Başka aparatlar, başka insanlar kullanılıyor olabilir Gürsel Tekin gibi. Dolayısıyla iktidar medyasının yaptığı gibi CHP içerisinde, muhalefet içerisinde bir sorun olarak gösterilmeye çalışılıyor olabilir. Ama olan biten esas olarak dediğim üzere iktidarla muhalefet arasında bir mesele.

Ruşen Çakır: Peki, bunun algılanması konusunda ne dersin? Yani şimdi CHP'li olmayan kesimler bunu "CHP'liler birbirini yiyor" diye mi algılıyordur? 19 Mart operasyonundaki kamuoyunun değerlendirmesi, bunun hukuki değil siyasi olduğu yönünde büyük ölçüde. Bu sefer nasıl bir algı vardır sence?
Mesut Yeğen: Şundan aşağı yukarı eminim: 19 Mart'ta alamadığı sonucu iktidar bugün de alamayacak. 19 Mart'ta olan bir yolsuzluk operasyonu gibi anlatılmaya çalışıldı. Altı aydır da bunu yapmaya çalıştı iktidar, onlarca operasyon yaptı ve fakat kamuoyunu ikna edemedi ortada bir yolsuzluk operasyonu yaptığına. Aksine kamuoyu, muhalefetin tasfiyesi olarak okudu bütün bu altı ay boyunca süreci. Şimdi olanı da böyle anlatmaya çalışıyorlar. CHP içi bir kavga gibi sunmaya çalışıyorlar. Ama kamuoyu onu da biraz önce söylediğin gibi iktidarla muhalefet arasındaki bir mesele olarak okuyacak. Çünkü başka türlü okumanın imkânı yok. Çok kör parmağım gözüne yapıyor iktidar bu işleri. Yani buradan meşruiyet devşirmesi, insanların fikrini değiştirmesi mümkün değil. Şunu yapabilir iktidar, zor yoluyla "Ben burada kalacağım, iktidarda kalacağım" diyebilir, onu deneyebilir. Ama buna kamuoyunu ikna etmesi mümkün değil. Ve hatta bu operasyonun yapılması, yani 15 Eylül'de devam etmesi beklenen esas olarak CHP yönetimine bir kayyum atayarak bir operasyona girişmesi, ilk yaptığı operasyonun başarısızlığını gösteriyor. Yani ilk yapılan operasyonla eğer "Belediyelerde bir yolsuzluk dönüyor, muhalefetin cumhurbaşkanı adayını yolsuzluktan dolayı içeri aldık" fikri kamuoyuna aktarılabilseydi, kamuoyu bu fikre ikna edilebilseydi zaten bugün yapılanlar yapılmazdı. Oradaki başarısızlık bunun önünü açtı. Şimdi de bunu deniyor. Dolayısıyla bence şöyle anlamamak gerekir: ‘‘İktidar aslında ne yapacağını çok iyi biliyor.’’ Ne yaptığından çok emin değil. O da bir şeyler deniyor. Şimdi de bu yola girmiş görünüyor ama bunun da çok başarılamayacağı anlaşılıyor. Şunun da altını çizmek isterim Ruşen, biraz önce sizin haberinizde de geçti, Gürsel Tekin de şuna başvuruyor: "Orada olanlar CHP'li değil" filan gibi. Şimdi orada olanların büyük bir kısmı tabii ki CHP'lidir, CHP örgütündendir; ama şuradaki mesele de zaten artık bir "CHP'liler" ve "CHP'li olmayanlar" meselesi değil, bir muhalefet-iktidar meselesi. Dolayısıyla sadece CHP'lilerin bu işe reaksiyon göstermesini beklemek doğru değil. Bu hakikaten biraz demokrasiye sahip çıkma, hukuka sahip çıkma meselesi. Dolayısıyla CHP'ye sahip çıkmak bugün hakikaten ya da CHP'ye bugün yapılanlara karşı çıkmak basitçe CHP'yi korumak değil, demokrasiyi, hukuku korumak. O açıdan CHP'li olmayanların orada olması normal. Keşke daha fazla CHP'li olmayan da orada olsa.

Ruşen Çakır: Burada şunu sormak istiyorum, biraz farklı bir şey ama Gürsel Tekin'in ya da benzer kişilerin motivasyonu ne olabilir? Yani bu bir intikam mı, iş birliği mi? Yani çünkü göz göre göre bir kriz tırmandırma... Mesela bugün yaşananlar öyle. Sonuç olarak CHP il binasında insanlar gözaltına alınıyor, biber gazları atılıyor, geceden beri gerginlik var vesaire vesaire. Nasıl bir şekilde meşrulaştırabilir insanlar? Yani buradaki olay ne sence?
Mesut Yeğen: Yani bir ideolojik, siyasi saik olduğunu düşünmek mümkün değil. İdeolojik saik olsa ortada sonuçta bunun zeminleri var. Yani insanlar her akşam televizyonda konuşuyorlar, kurultaylar var, partinin kongreleri var vesaire. Buralarda bunlar tartışılır, anlatılır vesaire, ki zaten Gürsel Tekin o yönleriyle bilinen biri değil. Yani şimdiye kadar CHP'deki herhangi bir ideolojik tartışmaya katkıda bulunmuş, bir siyasi çizgi oluşturmuş filan biri değil ki zaten. Dolayısıyla arkasında böyle bir şeyin olmadığı açık. Demin söylediğin üzere, Gürsel Tekin eninde sonunda Kadıköy Belediye Başkan adayı olmuş, aday yapılmamış yönetim tarafından. Delege olmaya çalışmış, delege olamamış. Dolayısıyla kendi CHP'deki kariyeri açısından hüsranla neticelenen bir süreç yaşamış biri. Yani bununla açıklanabilir belki, bunun intikamını almak filan ama herhalde başka boyutları da vardır bunun. Büyük bir ihtimalle iktidarla yapılan birtakım pazarlıklarla ilgili bir boyutu vardır ya da belki de işte CHP'de bir yönetim değişikliği sonrasında yönetime gelmek vesaire gibi böyle kişisel ihtiraslarla ilgili bir tarafı vardır. Ama bir hayal kırıklığının neticesi olabilir. Ama bunlarla da açıklamak çok da doğru değil. Yani demin senin söylediğin üzere, orada toplanan insanlara "Bunların büyük bir kısmı CHP'li değildir" demek ya da arkasına binlerce polisi alarak CHP binasına girmenin arkasında muhakkak bizim bilmediğimiz birtakım hesaplar, pazarlıklar vesaire olsa gerek.

Ruşen Çakır: Son olarak şunu sormak istiyorum. Şimdi 15 Eylül'ü bekliyoruz. CHP bir tedbir olarak 21 Eylül'de bir olağanüstü kurultay kararı aldı. Ne bekliyorsun mutlak butlan kararı konusunda? Bunun bir, İstanbul'un 15 Eylül'ün provası olduğu söyleniyor. Kurultayda da böyle bir karar alınıp mesela Kılıçdaroğlu'nu tekrar partinin başına getirmek isterler mi? Sonra ne olur?
Mesut Yeğen: Yani 15 Eylül'de bu kararın alınacağına dair işaretler kuvvetli. Büyük bir ihtimalle öyle olacak, bir mutlak butlan kararı çıkacak. Ve ardından da Kılıçdaroğlu da şimdiye kadar inkâr etmediğine göre ya da itiraz etmediğine göre partinin başına geçecek. Ama bütün bunlar olurken Türkiye'de sokaklarda ne olacak, işte siyasi iktidarın seçmen desteğinde ne olacak, bütün bu işler nasıl algılanacak, biraz onlara da bakmakta fayda var. Yani daha doğrusu onlara bakılarak alınacak kararlar alınacaktır diye düşünüyorum. Ama girilen yol galiba geri dönüşsüz bir yol iktidar açısından. Bu saatten sonra iktidarın çok geri adım atacağını zannetmiyorum. Yani bu hukuki operasyonu büyük bir ihtimalle tamamına erdirecektir. Ondan sonrası biraz CHP'lilerin ve muhalefetin ne yapacağına bağlı. Orada da yeni kurultay toplamak bir araç ve şu ana kadar anlatılanlardan anladığımız da hukuken de çalışacak bir araca benziyor. Ama öte yandan da herhangi bir hukuka uymayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Oluşacak yeni kurultayı da toplamayacak ya da orada çıkacak sonucun geçersiz olmasını sağlayacak mahkemeler bulacak bir iktidarla karşı karşıyayız. O itibarla da hani sonucun bugünden yarına nasıl olacağını kesinkes bilebilmek mümkün değil ama galiba iktidar gözü karartmış gidiyor. Bugün Bahçeli'den gelen destek açıklaması da biraz bu yoldan geri dönülmeyeceğinin bir başka işareti olarak herhalde düşünülebilir.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
14.09.2025 Öcalan’ın Demirtaş’a, Demirtaş’ın Öcalan’a, sürecin her ikisine ihtiyacı var
12.09.2025 Habertürk ve Show TV’ye ne oldu?
11.09.2025 Gürsel Tekin’in yaptığı en büyük hesap hatası
11.09.2025 Özgür Özel’den Kılıçdaroğlu’na çağrı: “CHP’nin kayyumlarla yönetilemeyeceğini açıklamalı”
10.09.2025 CHP bölünür mü? CHP bölünsün mü?
10.09.2025 Prof. Mehmet Gürses ile söyleşi: ABD’nin Türkiye sevdası ve Kürt mecburiyeti
09.09.2025 Cengiz Çandar ile söyleşi: Suriye için çözüm teslimiyet mi, entegrasyon mu?
09.09.2025 Erdoğan CHP’ye bir dava hediye etti
08.09.2025 Gürsel Tekin’i dinlerken…
08.09.2025 Erdoğan’ın hayalindeki CHP’de Gürsel Tekin’e düşen rol
14.09.2025 Öcalan’ın Demirtaş’a, Demirtaş’ın Öcalan’a, sürecin her ikisine ihtiyacı var
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı