Gülen cemaati seçimler öncesi hükümetle arasındaki mesafeyi açıyor

13.11.2013 Vatan

Fethullah Gülen hareketinin “amiral gemisi” olarak tarif edebileceğimiz Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) daha üç ay önce çok kapsamlı bir açıklama yapmış (http://gyv.org.tr/Haberler/Detay/2454/) ve haklarında ileri sürülen 11 iddiaya cevap vermişti. Söz konusu açıklamanın, o günlerde medyada yaşanan ve hükümet ile cemaat arasındaki gerginliği görünür kılan  polemiklerin hemen ardından gelmesi dikkat çekiciydi.
Savunma diliyle kaleme alınmış olmasına rağmen cemaat bu açıklamada iktidar partisine karşı “özür dilemeci” bir tavrı takınmamış, kendisini hükümete “şirin gösterme”ye çalışmamıştı. Bu nedenle biz de açıklamayı bir tür “manifesto” olarak değerlendirmiştik. (Cemaatten manifesto gibi açıklama)
 
“Kimseye angaje değiliz”
 
O açıklamada cemaat, “Siyasi partilerle ittifaklar yapmamakla birlikte, demokrasi, çoğulculuk, insan hakları, inanç özgürlüğü, adalet gibi temel ilkelerine uygun politikaları ve uygulamaları hangi parti tarafından yapılırsa yapılsın” desteklemekte kararlı olduğunu vurgulamıştı. Buna rağmen dün, yine GYV tarafından yapılan yeni bir açıklamayla (http://www.gyv.org.tr/Aciklamalar/Detay/105/) cemaatin siyaset ve siyasi partilerle ilişkisi bir kez daha tarif edildi.
Açıklamanın üç ayağı mevcut:
1.  Bir siyasi parti kurmadıklarını, kurdurmadıklarını belirtip herhangi bir partiye angaje olmalarının, “hem teorik hem de pratik olarak kesinlikle söz konusu olmadığı”nın altını çiziyorlar.
2.  Cemaat insan hakları, demokrasi, şeffaf ve adil yönetim, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, inanç ve ifade özgürlüğü gibi değerleri hakkıyla temsil eden bütün siyasi partileri tercih edebileceklerini hatırlatıyor.
3.  Cemaat, herhangi bir partiye angaje olmamalarıyla “Hizmete gönül vermiş kişilerin bireysel tercihleriyle aktif siyaset yapabileceği konuları birbirine karıştırılmaması”nı istiyor.
 
Sarıgül ve Arınç spekülasyonları
 
Yine önemli bir Cemaat metniyle karşı karşıyayız. Öncelikle yerel seçimlere daha aylar olmasına rağmen neden bu tür açıklama yapıldığını sorguladığımızda karşımıza içiçe geçmiş beş iddia çıkıyor:
1)  Cemaat’in aralarındaki gerilim nedeniyle iktidar partisine her türlü desteğini çekeceği ve bunun yerel seçimlere doğrudan yansıyacağı;
2)  Cemaat’in yeni bir parti kurmak ya da kurdurmak için nabız yokladığı;
3)  Mustafa Sarıgül’ün Cemaat’in desteğine sahip olduğu;
4)  Bülent Arınç’ın son çıkışının bir şekilde Cemaat ile irtibatlı olduğu;
5)  Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan denkleminde Cemaat’in ağırlığını birinciden yana koyduğu...
İlk iddia belli doğruluk payları taşımakla birlikte diğerlerinin esas olarak bundan hareketle türetilmiş spekülasyonlar olduğunu söyleyebiliriz. Belli ki Cemaat bu tür spekülasyonların seçimler yaklaştıkça daha da artacağını düşünerek, bu açıklamayla bunları önceden engellemeye çalışıyor. Zira Cemaat ile AKP tabanları özellikle Anadolu’da içiçe geçmiş durumda ve Cemaat’e gönül vermiş kişilerin önünde AKP dışında bir seçenek pek bulunmuyor.
Bununla birlikte dünkü açıklamayı Cemaat’in AKP ile arasını iyileştirme çabası olarak değerlendirmek de doğru olmayacaktır. Tam tersine, Cemaat bu açıklamayla, iktidar partisiyle arasına koymuş olduğu mesafeyi daha da açmış oluyor. Çünkü, her ne kadar açıklamada “biz hiçbir zaman kimseye angaje olmadık” dense de son iki genel seçimler ve 12 Eylül referandumunda Cemaat’in bütün imkanlarını iktidar partisi için seferber etmiş olduğunu biliyoruz. Artık böyle bir şey söz konusu olmayacağa benziyor.
Sonuçta Cemaat dünkü açıklamayla AKP’ye mecbur olmadığını, olmak istemediğini, diğer seçeneklere de kapısını aralamış olduğunu beyan etmiş oluyor.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
30.01.2025 Suat Toktaş gazeteci olduğu için tutuklandı
29.01.2025 Transatlantik: Rusya-Suriye ilişkileri | Trump'ın Ukrayna politikası | Gazze ateşkesinde son durum
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
24.01.2025 Haftaya Bakış (251): Grand Kartal Otel faciası | Özdağ tutuklandı | Ayşe Barım gözaltına alındı | İkinci İmralı ziyareti
23.01.2025 Diyarbakır yeni çözüm sürecini tartışıyor | Serra Bucak, Vahap Coşkun, Mehmet Kaya ve Nahit Eren değerlendirdi
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı